Bebeklerde Sinirlilik Belirtileri
Sık sık sıçrayan bebekler: Yeni doğmuş bebekler, durumları birden değiştirildiğinde ya da şiddetli bir gürültü duyduklarında yerlerinde sıçrarlar. Bazı bebeklerin seslere ve anî hareketlere ka
rşı daha duyarlı oldukları anlaşılmıştır. Bebeği düz ve sert bir yüzey üzerine, örneğin bir masa üstüne yatırdığınızda bebek kollarını bacaklarım, oynatmaya başlayınca, aniden dengesini kaybedebilir va kendisini yuvarlanacakmış sanır. Beklemediği bu haraket duyarlı bir bebeği sıçratmaya yeter ve korkudan ağlamaya başlar. Böyle bebekler banyo yapmaktan, kendilerini sıkıca tutulmuş hissetmedikleri için, nefret ederler. Bunu fark ederseniz bebeği kucağınıza oturtup yıkayın ve ancak durulamak için banyo küvetine koyun. Banyo küvetine girdiğinde de çocuğu iki elinizle sıkıca tutmayı ihmal etmeyin. Zira bebeğin böyle bir korkusu olmasa da, onu yıkarken sıkı bir şekilde tutmalı, ihtiyatla ve yavaşça çevirmelisiniz. Bebek büyüdükçe, içindeki güvensizlik duygusu azalacaktır.
Titreme: ilk aylarda bazı bebeklerin ya çeneleri ya da kollan ve bacakları titrer. Titreme özellikle bebek sinirlendiği ve soyunurken üşüdüğü zaman artar. Bu durum sadece bebeğin sinir sisteminin henüz gelişmemiş olduğunun belirtisidir ve zamanla kaybolur. Bu bakımdan endişe etmeniz gerekmez.
Asabî tikler: Bebeklerde uyku sırasında asabî tikler görülebilir. Kimisinde bu durum daha da fazladır. Tikler çocuk büyüdükçe azalır, fakat yine de içinizin rahat etmesini istiyorsanız, bebeği bir doktora gösterebilirsiniz.
Tempolu hareketler: Bir bebeğin eğlence olsun diye başını karyolasının ayağına vurup durduğunu görmek, elbette hiç bir annenin hoşuna gitmez. Bu oyun o kadar aptalca ve o kadar can acıtıcıdır ki, anne çocuğunun zekâsından da şüpheye düşebilir; bu sürekli darbelerin çocuğun beynine bir zarar vermesinden korkar. Bu kadarını düşünmese bile, çocuğun başını herhangi bir eşyaya vurup durduğunu işitmek hiç değilse sinirlerini bozar.
Kimi bebeklerin başlarını karyola tahtasına vurmalarına karşılık diğer bazıları da başlarını iki tarafa sallar dururlar. Başka bebekler ise arabalarının içinde dört ayak üstü durarak arabayı harekete getirene kadar sıçrarlar.
Bu muntazam tempolu hareketlerin anlamı nedir? Tam nedenini bilmiyoruz, ama ileri sürülen bazı varsayımları şöyle sıralayabiliriz: Önce bu hareketlerin bebek altı ayını geçtikten sonra başladığına işaret edelim. Bebeklerde tempo duygusu da yavaş yavaş bu dönemde gelişir. Altı aydart sonra bebekler bir müzik sesi duyduklarında başlarını iki yana sallarlar. Bu sözler bebeklerdeki tempolu hareketleri ancak kısmen açıklıyor. Çünkü sözünü ettiğimiz tempolu hareketler özellikle bebek tam uyuyacağı zaman, ya da uyuklamaya başladığında görülür. Bebeklerin hemen uyuyamadıklarını ve uyumadan önce bir süre sinirlilik belirtileri gösterdiklerini biliriz. Örneğin iki-üç aylık bebekler uyuyakalmadan önce birkaç dakika ağlarlar. Yataklarına yatırıldıkları zaman parmaklarını emen ve tempolu bazı hareketler yapan daha büyükçe bebeklerin bu davranışlar da bir sinirlilik belirtisi olabilir. Bize tuhaf gelen bu hareketler belki de uyumadan önceki bir gevşeme teşebbüsüdür. Bir ailenin ilk çocuğunun bu sinirlilik belirtilerini göstermeye öteki kardeşlerinden daha fazla eğilim duyduğunu sanıyorum. Ağırbaşlı ve hareketleri dikkatli bebeklerin tempolu hareketleri, neşeli ve savruk çocuklardan daha fazla yaptıkları söylenebilir. Kimi doktorlar bu hareketlere yeteri kadar şefkat gösterisinde bulunmayan anne ve babaların çocuklarında rastlandığını ileri sürüyorlar. Belki gerçekten de bu iki davranış arasında bir bağlantı vardır. İlk çocuğu yetiştiren anne-babanın feraıh ve tabiî görünmeyi unutması normaldir. Bu kişiler kendi huzursuzlukları yüzünden çocuklarına yeteri kadar sevgi gösterisinde bulunamazlar. Böyle bir davranış çocuğun daha çok içine kapanmasına, insanlarla kolay ilişki jkuramamasına ve rahatsız,bîr ruh hali içinde büyümesine yol açar.
Bu varsayımlar, çocukları tempolu hareketler yapan ana babalara ışık tutabilir. Fakat bunları kesin teoriler saymanızı ve her vakaya uygulamaya kalkışmanızı da istemem. Gerekirse karyola parmaklıklarını kumaşla kaplayın. Böylece çocuğun başının yaralanmasını önleyebilirsiniz. Ya da bebeğiniz beşiğinde sıçrıyor ve beşiği sallıyorsa o zaman beşiği duvara dayayıp sallanmasına engel olabilirsiniz. Fakat şakın çocuğu azarlamayın. Zora başvurmanız onu daha fazla sinirlendirmekten başka işe yaramaz.
Sık sık sıçrayan bebekler: Yeni doğmuş bebekler, durumları birden değiştirildiğinde ya da şiddetli bir gürültü duyduklarında yerlerinde sıçrarlar. Bazı bebeklerin seslere ve anî hareketlere karşı daha duyarlı oldukları anlaşılmıştır. Bebeği düz ve sert bir yüzay üzerine, örneğin bir masa üstüne yatırdığınızda bebek kollarını bacaklarım, oynatmaya başlayınca, anîden dengesini kaybedebilir va kendisini yuvarlanacakrnış sanır. Beklemediği bu haraket duyarlı bir bebeği sıçratmaya yeter ve korkudan ağlamaya başlar. Böyle bebekler banyo yapmaktan, kendilerini sıkıca tutulmuş hissetmedikleri için, nefret ederler. Bunu fark ederseniz bebeği kucağınıza oturtup yıkayın ve ancak durulamak için banyo küvetine koyun. Banyo küvetine girdiğinde de çocuğu iki eli-nîzle sıkıca tutmayı ihmal etmeyin. Zira bebeğin oöyle bir korkusu olmasa da, jnu yıkarken sıkı bir şekilde tutmaiı, ihtiyatla ve yavaşça çevirmelisiniz. Bebek büyüdükçe, içindeki güvensizlik duygusu azalacaktır.
Titreme: ilk aylarda bazı bebeklerin ya çeneleri ya da kollan ve bacakları titrer. Titreme özellikle bebek sinirlendiği ve soyunurken üşüdüğü zaman artar. Bu durum sadece bebeğin sinir sisteminin henüz gelişmemiş olduğunun belirtisidir ve zamanla kaybolur. Bu bakımdan endişe etmeniz gerekmez.
Asabî tikler: Bebeklerde uyku sırasında asabî tikler görülebilir. Kimisinde bu durum daha da fazladır. Tikler çocuk büyüdükçe azalır, fakat yine de içinizin rahat etmesini istiyorsanız, bebeği bir doktora gösterebilirsiniz.
Tempolu hareketler: Bir bebeğin eğlence olsun diye başını karyolasının ayağına vurup durduğunu görmek, elbette hiç bir annenin hoşuna gitmez. Bu oyun o kadar aptalca ve o kadar can acıtıcıdır ki, anne çocuğunun zekâsından da şüpheye düşebilir; bu sürekli darbelerin çocuğun beynine bir zarar vermesinden korkar. Bu kadarını düşünmese bile, çocuğun başını herhangi bir eşyaya vurup durduğunu işitmek hiç değilse sinirlerini bozar.
Kimi bebeklerin başlarını karyola tahtasına vurmalarına karşılık diğer bazıları da başlarını iki tarafa sallar dururlar. Başka bebekler ise arabalarının içinde dört ayak üstü durarak arabayı harekete getirene kadar sıçrarlar.
Bu muntazam tempolu hareketlerin anlamı nedir? Tam nedenini bilmiyoruz, ama ileri sürülen bazı varsayımları şöyle sıralayabiliriz: Önce bu hareketlerin bebek altı ayını geçtikten sonra başladığına işaret edelim. Bebeklerde tempo duygusu da yavaş yavaş bu dönemde gelişir. Altı aydart sonra bebekler bir müzik sesi duyduklarında başlarını iki yana sallarlar. Bu sözler bebeklerdeki tempolu hareketleri ancak kısmen açıklıyor. Çünkü sözünü ettiğimiz tempolu hareketler özellikle bebek tam uyuyacağı zaman, ya da uyuklamaya başladığında görülür. Bebeklerin hemen uyuyamadıklarını ve uyumadan önce bir süre sinirlilik belirtileri gösterdiklerini biliriz. Örneğin iki-üç aylık bebekler uyuyakalmadan önce birkaç dakika ağlarlar. Yataklarına yatırıldıkları zaman parmaklarını emen ve tempolu bazı hareketler yapan daha büyükçe bebeklerin bu davranışlar da bir sinirlilik belirtisi olabilir. Bize tuhaf gelen bu hareketler belki de uyumadan önceki bir gevşeme teşebbüsüdür. Bir ailenin ilk çocuğunun bu sinirlilik belirtilerini göstermeye öteki kardeşlerinden daha fazla eğilim duyduğunu sanıyorum. Ağırbaşlı ve hareketleri dikkatli bebeklerin tempolu hareketleri, neşeli ve savruk çocuklardan daha fazla yaptıkları söylenebilir. Kimi doktorlar bu hareketlere yeteri kadar şefkat gösterisinde bulunmayan anne ve babaların çocuklarında rastlandığını ileri sürüyorlar. Belki gerçekten de bu iki davranış arasında bir bağlantı vardır. İlk çocuğu yetiştiren anne-babanın feraıh ve tabiî görünmeyi unutması normaldir. Bu kişiler kendi huzursuzlukları yüzünden çocuklarına yeteri kadar sevgi gösterisinde bulunamazlar. Böyle bir davranış çocuğun daha çok içine kapanmasına, insanlarla kolay ilişki jkuramamasına ve rahatsız,bîr ruh hali içinde büyümesine yol açar.
Bu varsayımlar, çocukları tempolu hareketler yapan ana babalara ışık tutabilir. Fakat bunları kesin teoriler saymanızı ve her vakaya uygulamaya kalkışmanızı da istemem. Gerekirse karyola parmaklıklarını kumaşla kaplayın. Böylece çocuğun başının yaralanmasını önleyebilirsiniz. Ya da bebeğiniz beşiğinde sıçrıyor ve beşiği sallıyorsa o zaman beşiği duvara dayayıp sallanmasına engel olabilirsiniz. Fakat şakın çocuğu azarlamayın. Zora başvurmanız onu daha fazla sinirlendirmekten başka işe yaramaz.
Path: