Doğum Evinde Geçen Günler
Doğum evinde geçen günlerin bıraktığı izlenimler. «Çocuğumu evde mi, yoksa doğumevinde mi dünyaya getireceğim?» işte annenin bulunduğu yere göre çözüm isteyen bir soru! Doğumevine yakın bir yerde oturuyorsanız doktorunuz size buraya gitmenizi tavsiye edecektir. Çünkü doktor, çeşitli teknik sebeplerle ve haklı olarak doğumun klinikte yapılmasını ister. Evde doğurtmaya alışmış doktorlar ise herhangi bir aksilik olmadığı sürece, kendilerini klinikteki kadar rahat hissedebilirler.
Doğum ister klinikte ister evde olsun, anne ve çocuk için her iki halde de birtakım elverişli ve elverişsiz noktalar mevcuttur. Doğumevinin, hepsi de hizmete hazır birçok doktoru ve modern tekniğin sağladığı bazı cihazları vardır, oksijen çadırları vb. Bütün bunlar anneye bir güven ve rahatlık duygusu verir.
Gelelim madalyonun öteki yüzüne: Bebekler bazen annelerinden ayrılır ve bebeklere mahsus beşik salonuna konur. Böylece annenin istirahatı tam olarak sağlanır, çocuk da herhangi bir hastalık bulaşması tehlikesinden uzakta, hemşireler tarafından bakılır. Bu sistem genç anneleri her zaman memnun etmez.” Çocuklarından ayrılmaktan ve on gün için de olsa bebeklerine başkalarının bakmasından hoşlanmayabilirler. Bu dönemde kendilerine ihtiyaç duyulmadığı hissi onlarda aşağılık duygusu yaratabilir. Biliyorum bu satırları okuyan birkaç çocuk sahibi anneler, «Hastanede, çocukla uğraşmadan şöyle bir süre dinlenmek ne iyi şey» diye düşünerek gülümseyeceklerdir. Bu anneler için durum başkadır; onların hem tecrübeleri hem de kendilerine güvenleri vardır. Hastaneye de hiç bir art düşünceleri olmaksızın giderler.
Evinde doğum yapan anne, çocuğunu yanında muhafaza eder ve doğumdan İtibaren onun kendisine ait olduğunu hisseder. Gerektiğinde çocuğunu sık sık emzirebilir, ziyaret saatlerini beklemeden ailesini çevresinde toplar. Bunlar tartışma götürmez avantajlardır.
Doğumevi baba üzerinde de garip izlenimler bırakabilir. Anne, hiç olmazsa bütün dikkatin kendi üzerinde toplandığını hisseder. Zavallı baba İse, tamamen ihmal edildiği duygusuna kapılır. Doğumun sonunu saatler boyu heyecan ve sabırsızlık içinde bekleyecek, kendini hiç bir işe yaramaz bir varlık gibi hissedecektir. Çocuğunu görmek istediği zaman bir hemşire bebeği kendisine gösterecek, fakat istediği zaman kucağına vermeye çektir. Tabiî, doğumevinin, muhtemel hastalıklara karşı tedtr almasına kızıla/naz. Fakat bu, babada, çocuğu için uygun bir ar kadaş olmadığı kanısını uyandırabilir.
Anne-babalar, bazı doğumevlerinde personelin maske takmasını yanlış yorumlayarak, çocukları için kendilerinin de bir tehlike yarattıkları duygusuna kapılır ve eve dönüşte maske takıp takmamaları gerektiğini düşünürler.
Doğumevi personelinin maske takması basit bir sebebe dayanır. Doğum evinde birçok yetişkin kimse ve birçok bebek, oldukça dar bir yerde birlikte bulunmaktadır. Buraya girebilecek yeni bir mikrop, tehlikeli bir salgın! yol açabilir. Aile çevresinde ise mikrop alma tehlikesi evdekilerden herhangi biri şiddetli nezle ya da grip olmadıkça yok gibidir. Dolayısıyla maskeye de İhtiyaç yoktur.
Çocuk annenin yanında: Son zamanlarda doğumevi sistemindeki elverişsizlikleri ortadan kaldırmak için bazı denemeler yapılmakta ve bebek annesinin odasında bırakılmaktadır. Hemşireler, anneyi, kuvvetini kazanir kazanmaz, çocuğuyle meşgul olmaya, bebeğini beslemeye, bezini değiştirmeye ve yıkamaya teşvik ediyorlar. Böylece anne, tecrübeli kimselerin nezaretinde rolünü öğrenme fırsatını buluyor, bebeğin yemekleri, uykusu ağlamaları, bezleri gibi çeşitli sorunlarına alışıp evine yanında küçük bir yabancı ile dönmüyor. Söz konusu sistem özellikle tecrübesiz anneler İçin avantajlıdır. Anne, çocuğu, ihtiyacına göre yani fazla düzenli olmayan aralıklarla beslemekte; bu da emzirme işini kolaylaştırmaktadır. Ziyarete gelen baba da, kendini ailenin İçinde ve onun bir parçası olarak görebilecek, çocuğunu kucağına alabilecek ve hatta ilk babalık provalarını yapabilecektir. Bu sistem, İlk
çocuklarını doğuran anneler arasında rağbet görmekte ve bunlardan çoğu öteki doğumlarında da aynı usulün uygulanmasını İstemektedirler. Daha tecrübeli ve başka türlü dinlenme imkânı bulamayan anneler ise eski yöntemi tercih ediyorlar.